Mal Paylaşımı Davaları

Taraflar  arasında evlilikten öncesi farklı bir sözleşme yapılmamış veya kanuni mal rejiminden farklı bir mal rejimi kabul edilmemişse , yasal olarak Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi mal rejimine tabidirler.

Türkiye’de yasal mal rejimi haricinde özel bir uygulama yapma veya farklı bir mal rejiminde anlaşma gibi durumlar yok denebilecek kadar az rastlanmaktadır. Bu sebeple yazımızda yasal mal rejimi olan “Edinilmiş Mallara Katılma” uygulaması incelenecektir.

Evlilik birliği herhangi bir sebeple (ölüm, boşanma vb.) bittiğinde mal rejimi de biter. Boşanma durumunda sona erme tarihi boşanma davasının başladığı tarihtir. Ölüm durumunda sağ kalan eş, kendisi haricindeki mirasçılara karşı yada vefat eden eşin mirasçıları, hayatta olan eşe karşı dava açabileceği gibi, boşanma halinde de eşlerden her biri diğerine karşı boşanma kararının kesinleşmesini müteakip dava yöneltebilirler.

Uygulamada boşanma dışındaki sebeplerle mal rejimi tasfiyesine ilişkin dava açılması pek nadirdir. Çoğunluk davalar boşanma davası ile beraber veya boşanma kararı sonrası açılmaktadır. Çoğunlukla karşılaşılan ancak hukuk tekniği bakımından hatalı bir yöntem olarak, boşanma davası ile aynı zamanda mal paylaşımına yönelik taleplerin de beraber ileri sürüldüğü görülmektedir. Mal rejimi tasfiyesine ilişkin davalar olarak isimlendirdiğimiz mal paylaşımı davalarının görülebilmesi için, evlilik birliğinin sona ermesi (yani boşanma kararının kesinleşmesi) gereği ön şart olarak aranır. Aynı nedenle boşanma davasının sürdüğü (derdest olduğu) sırada yöneltilen mal paylaşımına dair davalarda boşanma davasının neticesi bekletici husus olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’de 743 sayılı Medeni Yasa döneminde “Mal Ayrılığı”, kanuni mal rejimi olarak özümsenmiş iken 4721 sayılı yeni Medeni Yasa’nın yürürlük başlangıcı tarihi olan 01.01.2002 tarihi itibariyle “Edinilmiş Mallara Katılma” rejimi yasal mal rejimi haline gelmiştir. Eski Medeni Kanunun 170. Maddesindeki mal rejimi ile birlikte Yeni Medeni Yasanın 202. Maddesindeki mal rejimi yöntemlerinin birbirine karşıt olup ilkinde aksi ispatlanmadığı müddetçe mallar ayrı iken sonrakinde aksi kanıtlanmadığı taktirde eşler eşit ve aynı hak sahibidir.

Buraya değin  yazdıklarımız özet olarak; karı koca olan taraflar arasında mutabakatla başka bir mal rejiminin uygulanacağı anlaşıldığı ileri sürülmediği takdirde evlilik anından 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe başladığı 01.01.2002 tarihine değin mal ayrılığı (743 sayılı Türk Medeni Kanunu md. 170), belirtilen tarihten mal rejiminin bittiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır. (4722 sayılı Kanun m. 10, Türk Medeni Kanunu md. 202). Kahramanmaraş Boşanma Avukatı Burak Kaan TÜRKER